MUHABİR - DİLARA ADAK

İYİ Parti Eskişehir’in büyükşehir ve diğer ilçe adayları hakkındaki değerlendirmeleriniz nedir?

‘BAŞARIYA ULAŞACAĞIZ’

SERDAR ULUCAN: 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinden sonraki süreçte, genel merkezimizle yaptığımız istişareler doğrultusunda ve genel kurulda çıkan karar akabinde hür ve müstakil olarak seçimlere gitme kararı aldık. Bu karar doğrultusunda Türkiye'de her ilde ve ilçede bağımsız, kendi adaylarımızla seçime gitme kararı aldıktan sonra, benden önceki il başkanımız olan Sayın Emine Edizgil Hanımefendi, genel başkanımızın talebi doğrultusunda Odunpazarı Belediye Başkan adayımız ve milletvekili adayımız olan Sayın Melih Aydın Bey de genel başkanımızın şehrimizi şereflendirmesiyle büyükşehir adayımız olarak açıklandı. Akabinde diğer ilçelerimizin hemen hemen çoğunda, partimize hizmet etmiş liyakat ve ehliyet sahibi, yıllardır partimizde gönül bağı olan arkadaşlarımızın da isimleri açıklanmaya başladı. Biz bağlı bulunduğumuz ilimizdeki ilçelerde iddialı adaylarla gündeme gelmek için ilçemize hizmet noktasını önemsiyoruz, çünkü yerel seçimlerde ilçemize hizmet noktası önemlidir. İlimize hizmet noktasını önemsiyoruz, oradaki ehliyet ve liyakat sahibi, partimizin ilke ve değerlerine vakıf olan insanlarla hareket etmeye çalışıyoruz ve adaylarımızı tespit ederken bu hususlara dikkat ederek ilerliyoruz. Büyükşehir adayımız ve Odunpazarı adayımız daha önce açıklandığı için, diğer adaylarımıza göre biraz daha önde yol aldılar. Anketlerde de bu durumu net görebiliyoruz. İnşallah 31 Mart günü hem Büyükşehir hem Odunpazarı ve diğer ilçelerimizde istediğimiz başarıya ulaşacağımızı düşünüyorum.

İYİ Parti’nin vaatleri neler?

‘BAYRAM SOFRASINDA BULUŞTURMAK İSTİYORUZ’

SERDAR ULUCAN: Biz, 25 Ekim 2017'de demokrasi mücadelesinin akabinde kurulduk. Yaklaşık 22 yıldan beri yok olan demokrasi, birlik, bütünlük, örf, kültür, adet dengeleri var. Yani, artık değerlerimiz yok olma noktasına doğru gitmiş durumda. Biz Türk milletini bayram sofrasında buluşturmak istiyoruz. Çünkü baktığınızda bayram sofralarımızda bizim neler var: uzun saçlı arkadaşımız, akrabamız, küpesi olan, başı kapalı annelerimiz, saçı açık kardeşlerimiz. Ama bunların hepsi farklı bakış açılarına sahip olmasına rağmen, o bayram sofrasında bir arada birlik bütünlük içerisinde oluştular. Biz partimizin kuruluşundaki ana ilkesel temamızda Türk milletinin örf, adet, ilke ve çizgilerine bağlı olarak bir yapı içerisinde kurulduk. Evet, parti olarak yeni bir partiyiz, ama partimizin kurucu kadroları, üst düzey yöneticiler, başta saygıdeğer genel başkanımız olmak üzere Türk siyaset tarihindeki 25 yıllık tecrübeye birikime sahip insanlar, görüp yaşamışlıklarıyla beraber bu sürece hâkimler. Bu sürece baktığımızda,

AK PARTİ İLE CHP KARALAMA POLİTİKASINA GİRDİ

25 Ekim 2017'den sonra yani kurulduktan sonra baskın seçim süreci yaşadık. Mevcut iktidarın büyümemizden çekinceleri nedeniyle baskın seçim yaşadık. O süreçte bir referandumdan sonra Türkiye Cumhuriyeti Devletimiz rejim değişikliğine, sistem değişikliğine gitti. Parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçildikten sonra eski sistemdeki koalisyonlar ortadan kalkarak ittifaklar oluşmaya başladı. Bu noktada biz Türk milletini düzeltebilmek adına, karşı tarafta oluşmuş Cumhur İttifakı yapısına karşı Millet İttifakı ile farklı kutuplu, farklı bakış açılı insanların bir arada ortak paydada Türk milletine hizmet edebilme noktasındaydık. Bunun akabinde 2019 yerel seçimlerini yaşadık. 2019 genel seçimlerinden sonrasında da 2023 genel seçimlerinde Türk milletine kazandırabilme umudunu verdik. Bu kötü giden ekonomiye, yok olan düzene karşı kazanabilme umudunu verdik. Ancak maalesef Türkiye'nin bu yapılan ittifaklarında, iş birlikteliklerinde bile kişilerin kendi çıkar menfaatlerini ön plana koyarak yaptıkları dayatma ve diretmelerden çıkan sonucu da partimiz üzerine hem ana muhalefet hem de iktidar tarafından karalama politikalarıyla vurulduğunu gördük. Çünkü herkes kendi rahat konfor alanındaydı ama biz Türk milletinin o geçmiş günlerde özlediği ruhu geri kazandırabilmek adına hiçbir şekilde çıkar gözetmeksizin elimizden gelen bütün mücadeleyi göstererek milletimizi aydınlık günlere kavuşturmak için mücadelemize devam ediyoruz.

Türkiye genelinde olduğu gibi Eskişehir'de de İYİ Parti’den istifa edenler oldu. Ardından başka partilere katılanları gördük. Bazı görüşler bunu ‘İYİ Parti’de yaprak dökümü’ olarak değerlendiriyorlar. Siz bu istifaları ve geçişleri nasıl yorumluyorsunuz?

‘MİLLET İTTİFAKI KAZANSAYDI NE YAPACAKLARDI?’

SERDAR ULUCAN: Şimdi öncelikle şunu söyleyeyim, ben bunu vurgu içerisinde belirtmek istiyorum. 14 Mayıs seçimlerinde Millet İttifakı kazanmış olsaydı, şu an bizden ayrılan arkadaşlarımız nereye gideceklerdi, ne yapacaklardı, istifa edecekler miydi? Eskişehir çift bileşenli bir şehir. Bir tarafta yerelde ana muhalefetin iktidar kadrosu durumu var, genel sürece baktığımızda da mevcut iktidarın Eskişehir'de oluşturduğu hegemonya ve güç var. Bu güç, kutup ayrılığından dolayı Eskişehir'i çatlamış bir durumda bırakmış durumda. Diğer illerimize bakarak hiçbir şekilde tam yeterli hizmete ulaşılamıyor ve tam yeterli bir hizmet alınmıyor. Burada insanlarımız günlük düşünceleriyle mi ilgileniyorlar, geleceklerini, evlatlarını, torunlarını düşünmek yerine bugünkü konfor ve rahat alanlarını düşündükleri için siyaseti kendi kazanç kapısı olarak gören insanların sayısı, bu mevcut iktidar dönemine çok fazla arttı. Partimiz, 6 yıllık bir parti olduğundan ve Türk siyasetine yön veren bir yapı olduğumuzdan içimize birçok arkadaşımız üye olarak, yönetici olarak görevli olarak geldi ve çeşitli hizmetlerde bulundular. Ancak bu süreçte çeşitli menfaatler sağlayanlar da oldu. Bugün burada baktığımızda, giden arkadaşların birçoğu kendi şahsi düşünceleri açısından gidiyor gibi görünüyor. Bu noktada İyi Parti'yi Kuvayi Milliye ruhu olarak benzetiyorum, Osmanlı'da kadim Türk tarihinin bir bileşeni olan bir demokrasi mücadelesi verilirken, Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde birçok vatansever beraber bir çağ kapatıp yeni bir çağ açtılar. Bugün, belki zor günlerden geçiyoruz diyorlar, ancak biz inanmış ruhlarla, inanmış insanlarla ülkenin gidişatını görenlerle, karanlığın gidişatını aydınlık günlere çevirmek için kararlı bir şekilde mücadele veriyoruz.

Bahsettiğiniz gibi İYİ Parti, AK Parti ve CHP’ye karşı güçlü bir alternatif parti aslında. Peki, İYİ Parti Eskişehir’de başarılı olmak için ne yapmalı?

‘NİYET, SAMİMİYET, TESLİMİYET’

SERDAR ULUCAN: Eskişehir özelinde, tırnak içerisinde belirtirsek, bir yerel iktidar gücü ve aynı zamanda memleketin genel iktidar gücü bulunuyor. Bu konfor alanlarında insanlar kendi rahatlarını bozmak istemiyorlar. Biz siyasi bir girişim olarak çalıştığımızda, direkt bize karalama ve yaftalama ile yöneliyorlar. Ancak ben şunu söylüyorum, demokrasinin gerçek noktası, çoğulculuğun bir arada olması ve çoğulcu yönetimlerle bunun yapılmasıdır. Eskişehir'de hizmet noktalarının eksik olması, bugünkü belediye başkanlarının, mevcut iktidarın devlet kadrolarındaki yöneticilerin, gidip kapıları aşındırmamalarından kaynaklanıyor. Çünkü onlar kolay yolu bulmuşlar, biz iktidarız diyorlar, diğerleri biz muhalefetiz diyor, o bize hizmet vermiyor, ondan hizmet alamıyoruz noktasında. Ancak biz siyaseti yapacaksak, önce milletimiz için yapmalıyız. Siyaseti milletimizin eksiklerini gidermek, milletimize daha yaşanabilir ve konforlu bir yaşam sunmak için yapmalıyız. Maalesef, 22 yıldan beri karşılıklı iftira, karşılıklı karalama, karşılıklı yaftalarla Türk milletini birbirinden ayırdılar. Türk milletini birbirinden uzaklaştırdılar, kutuplaştırdılar. Biz parti olarak sahada hayatın 3 ilkesinin niyet, samimiyet ve teslimiyet olduğunu belirterek kadim milletimizi göç politikaları, ekonomi politikaları veya değerlerimize saygısızlık yapılarak oluşan eksiklikleri gidermek için çabalıyoruz.

Peki, kampanya döneminde nasıl bir söylem veyahut argüman üzerinde duracaksınız?

‘ROTAMIZ NET PUSULAMIZ MİLLET’

Her zaman şunu söylüyorum, evet, biz Hira Dağı kadar Müslümanız, Tanrı Dağı kadar Türk'üz. Bugün baktığımızda, 2 siyasi kutbun içerisinde bir taraf İslam'ı elinde tutarak siyaset yapma noktasında gidiyor, diğer tarafta biz Atatürk'ün kurmuş olduğu siyasi partiyiz ve Cumhuriyet'in değerlerine sahip çıkarız diyor. Ancak Atatürk, bir partiye Cumhuriyeti armağan etmedi, Türk milletine Cumhuriyeti armağan etti. Biz çeşitli milletlerden bir araya gelmiş bir bileşen yapısıyız ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi, bu milletin adı Türk milletidir. Kendini Türk hisseden herkes Türk'tür, Türk olana misak-ı milli sınırlarımız içerisinde vatandaşlarımızı bir arada yaşatmanın ve huzurlu bir şekilde yaşatmanın çalışmalarının içerisindeyiz. Muhakkak ki demokrasinin olduğu noktada seçmenin son sözü sandıkta söylenecek, ancak biz gerçekleri söylemeye, doğru ve yanlış yapılanları eleştirmeye devam edeceğiz. Biz her zaman şunu söylüyoruz, rotamız net, pusulamız millet. Biz milletimizin yanındayız, milletimizin iyi dediği noktada biz milletimizle beraberiz ve hiçbir şekilde hiçbir siyasi yapının ne arka bahçesi ne yanında duranı ne önünde duranı olacağız. Biz doğrudan doğruya milletin sesi olmak adına inanmış insanlarla kurulduk ve cesur arkadaşlarla yola çıktık. İlk partimiz kurulurken, adımız zaten ‘Cesurlar Hareketi’ olarak başlamıştı. Saygıdeğer genel başkanımızın güzel bir veciz sözü var, "medeniyet yolunun taşlarını cesur insanlar döşer" diye. Biz bu kaybolan medeniyetimizi düzeltmek için sahada mücadelemizi veriyoruz. İşimiz zor gibi görünüyor, ama biz inanıyoruz, milletimizin ferasetine güveniyoruz. İnşallah, sandıkta da beklediğimiz sonuçları alacağımızı düşünüyoruz.

Söyleşimizin sonuna geldik. Bu anlamda vatandaşlara ne söylemek istersiniz?

‘MİLLETİMİZİ İYİ PARTİ’YE BEKLİYORUZ’

Milletimizin feraseti gerçekten çok önemli, özellikle yerel yönetimler üzerine düşünerek hareket etmeleri ve seçimlerin yerel yönetimlerdeki başarıların bir yansıması olduğunu göz önünde bulundurmaları önemlidir. Çift taraflı kutuplu düzenin dışında, Türk milletini İYİ Parti'ye bekliyoruz. Hemşerilerimizi bir araya getirme ve gençlerimizin aktif katılımını sağlama konusunda üzerimize düşen görevi yerine getirmeye hazırız.

eskisehirilkhaber.com